Cumhuriyetin ilanından 2 yıl sonra, Ekim 1925’te Fahrettin Altay Paşa Çankaya’da Atatürk’ün misafiri oldu. Cumhuriyetin niçin ve neden 29 Ekim’de ilan edildiğini Atatürk’e sorar. Atatürk şöyle cevap verir; ‘’ Mütarekenin ilk günlerini hatırlarsın. Saray ve hükümet teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da İtilaf Devletleri’nin elinin altına girmişti. Saray bu halinden memnundu. Fakat,ben bunu kabul edemezdim. Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek, ortadan kaldırmak isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım. Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı. Peki, 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti? Dört yıl. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ettik. İşte beş yıla sığdırdığımız büyük inkılap, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır?’’
Bu yüzdendir ki ''Neden 29 Ekim?'' değil, ''İyi ki 29 Ekim’dir!''
Cumhuriyetimizin ilanının 99. yıl dönümünde şunu da hatırlatmakta fayda var. Tüm Dünya’nın hayran olduğu tek lider Atatürk’tür. Dünya’nın pek çok yerinde bulunan Atatürk anıtları da bunun en net göstergesi zaten. İşte o ülkelerden bazıları;
Washington - ABD
Mexico City - Meksika
Havana - Küba
Santiago - Şili
Bakü - Azerbaycan
Bişkek - Kırgızistan
Wakayama - Japonya
Yeni Delhi - Hindistan
Budapeşte - Macaristan.
Kazakistan - Astana
Bükreş - Romanya
Caracas - Venezuela
Cumhuriyet’in ilanı tarihte emsali görülmemiş bir İstiklal mücadelesinin ve bağımsız yaşama arzusunun en güzel ifadesi olmuş olup Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimiz verdikleri mücadelelerle tüm Dünyaya örnek olmuştur. Başta büyük Türk ulusunun kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu kutlu toprakları bizlere vatan kılan tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır.’’