Sayın Başkan öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?
-1978 İzmir Bornova doğumluyum. 2002 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakultesi Jeofizik Mühendisliği Ana Bilim Dalından mezun olup 2016 yılında aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini bitirdim. Özel sektörde 6 yıl boyunca kum er şeyarlarında kalite kontrol mühendisi olarak çalıştım. 2010 yılından itibaren Bornova Belediyesinde çalışmakta olup şuan Fen İşleri Müdürlüğü görevini üstlenmektedim. 2011 yılından itibaren Temel Afet Bilinci Eğitmeni olarak özellikle çocuklarımıza okullarda deprem seminerleri düzenleyerek bilinçlendirme eğitimleri vermekteyim. Ayrıca VIII. Ve IX. Dönem Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şb. Yönetim Kurulu Üyeliği ve yazmanlığı görevini yapmış olup X. Ve XI. Dönem yönetim kurulu başkanlığı yapıp hala XIII Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığına devam etmekteyim
Kahramanmaraş merkezli 10 ilde meydana gelen deprem sonrası vatandaşlar yaşadıkları bölgelerde binaları sağlam mı diye merak etmeye başladı. Yıkıcı bir depremin fay hatları ve sağlam binalarla ilgisi nedir biraz bundan bahsedebilir misiniz?
-Bir binanın sağlam olup olmadığı konusu çok geniş bir konu, birçok parametreye bağlıdır. Bu hem yapısal anlamda hem de deprem parametreleri anlamında çok olasılıklı bir durum. Ancak şunu söyleyebiliriz ki 2007 deprem yönetmeliği sonrası olmak üzere özellikle 2018 yılında yürürlüğe giren son deprem yönetmeliğine göre yapılan binalarda er şey usulüne göre yapıldığı ve denetimler tam olarak yapıldığı taktirde sağlamdır diye yorum yapabiliriz.
Olası İzmir depremi ile ilgili projeleriniz var mı?
- Meslek odası olarak kentimizin enerji, çevre, su, zemin, deprem ve kültürel (arkeolojik) anlamdaki tüm problemleri çözecek yöntemlerimiz mevcuttur. Mesleğimiz metre mertebesinden kilometre mertebesine kadar hassas, kısa sürede ve ekonomik olarak çözüm vermektedir. Bundan dolayıdır ki yukarıda saydığım tüm konularda önce jeofizik çalışmalar yapılarak yol haritası çizilmesi ülke gelirini koruyan en önemli çalışma olmaktadır.
Jeofizik mühendisleri binaları denetlemeli midir? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Özellikle 2000li yıllardan sonra teknolojinin de gelişmesiyle mesleğimizin çalışma yelpazesi ve hassasiyeti artma göstermiştir. Muhakkak hiçbir meslek başka bir mesleğin sınırına dahil olup ahkam kesmesine karşıyız. Ancak destekleyici ve yol gösterici yöntemlerle doğru sonuca en iyi gitme konusunu da yanındayız. Bu hususla yapılarda sismik ultrason yöntemi ile taşıyıcı sistemin kalitesini, yapı radarı ile tüm taşıyıcı sistemin röntgeninin çekilmesini ve mikrotremor yöntemi ile binanın periyodunu bulup rezonansa uğrayıp uğramayacağının tespit edilmesini yaparak inşaat mühendislerine ciddi bir katkı sağlamaktayız. Bunun yanında da özellikle kazık temeli olan binaların gerçekten projedeki boyutunda olup olmadığını da yer radarı yöntemi ile tespit edip güvende veya önlem almaları konusunda yönlendiriyoruz. Tüm bu çalışmalarımız ulusal ve uluslararası literatürlerde olduğu için tamamen bilimsel çalışmalar olarak söyleyebiliriz. Benim de yüksek lisans konusu olarak hazırladığım ve birçok yayın yaptığım bir çalışmalardır.
Mezun olan her mühendis birikim donanım açısından yetkin midir? Vatandaşlar mühendislik hizmeti alırken nelere dikkat etmelidir? Bakanlığın mühendisleri belli zaman aralıklarıyla sınava tabii tutması gerektiğini düşünüyor musunuz?
- Tecrübe deneyimlerin birleşmesinden oluşur. Bundan dolayı yeni mezun bir öğrenci hemen ben her şeyi biliyorum düşüncesi ile değil hem arazide hem veri işlem aşamasında hem yorumlama aşamasında hem de raporlama aşamasında ciddi çalışmalar yapmalıdır. Dünyamız birçok farklı jeolojik problemleri karşımıza çıkararak çözüm üretmemizi sağlatır. Bunun için tecrübe problemi açan en iyi anahtardır. Mühendislik hizmeti alırken referanslara bakmaları önemlidir. Bir mühendisin hangi çalışmalarda hangi projelerde bulunduğu önemlidir. Sınav olayı çok karmaşık bir durum. Meslek odası olarak üyelerimize yılda 2 kursa katılım zorunluluğu veriyoruz. Kurs sonunda da değerlendirme testlerine tabi tutuyoruz. Bu şekilde bilgileri de yenilenmiş oluyor.
Daha önce ‘’ Karada değil deniz de tehlike var’’ açıklaması yaparak denizlerde çalışma yapılmasının önemine dikkat çekmiştiniz bununla ilgili çalışmalar var mı?
- Bunu söylememin nedeni 1992 yılından bu zamana İzmir ve çevresindeki tüm can ve mal kaybı yaratan depremler denizdeki faylardan meydana gelmiştir. Bunun için Ege denizi ve İzmir körfezinin ayrıntılı deniz jeofiziği ile araştırılması gerekmektedir. Daha önce DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsüne bağlı Koca Piri Reis gemimiz ile Prof. Dr. Günay Çifçi öndeliğindeki ekip İzmir körfezinde yassı ada çevrelerinde 4 adet fay bulmuşlardı. Bu tip çalışmalar artmış olsaydı 2020 yılında meydana gelen isam depremindeki gömülü fayda tespit edilip önlem alınabilirdi.
Uzmanların çoğu zemin sıvılaşması bataklılık olan yerlerde ve fay hattının geçtiği yerlerde bina yapılmaması gerektiğini söylüyor, bu tarz zeminlerde depreme dayanıklı yapı yapılabilir mi?
- Şunu söyleyebiliriz ki her ortama bina yapılır ancak dünyamız ciddi bir mali krizin içine girmektedir. Zeminin çok kötü olan yerlere yüksek kata izin vermek zemin iyileştirme ve temel çeşidi anlamında ciddi maliyet gerektiren durumları getireceğinden büyük bir depremde yıkılmasa bile hasar alma anlamında da olumsuz sonuçlar getirecektir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi hem kentteki mevcut yapı stokunun envanteri için çalışmalara başladı hem de depremsellik araştırması ve zemin davranış modelinin çıkartılması için harekete geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi aynı zamanda Çiğli’de Türkiye’nin en kapsamlı yapı ve zemin aboratuarını kurdu. Çalışmalar hakkında neler söylemek istersiniz?
- Bir yerden başlanmalıydı ve başlandı. Yapı stoğu ile ilgili bizim önerimiz, gözlemsel çalışmaların yanında aletsel verilere dayanarak ciddi bir envanter çalışması yapılıp toplu konutlara başlanmasıdır. Pilot bölge de seçilebilir. Zemini ve yapı yaşı anlamında olumsuz görülen bir lokasyon seçilerek aletsel olarak envanter çalışmasının daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyiz. Daha öncede bahsettiğim gibi hasarsız jeofizik yöntemler uygulanarak hızlı, ekonomik ve yönlendirici sonuçlar almak kolaydır.
Mavişehir’de zemin sıvılaşması olan yerlerin kayalık zeminlere doğru kaydırılmasıyla ilgili Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın bir açıklaması var bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Bir mahalleyi veya bir şehri kaydırmak kısa vadeli bir çalışma olmayabilir. Ancak en azından bundan sonraki planlamaları zemini daha sıkı ve kayalık ortamlara doğru yapılması depremde can kayıplarını azaltan etkenlerden biri olacaktır.
Mimarlar Odası Başkanı İlker Kahraman, Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın açıklamasının Bayraklı’ya uyarlanmasının gerektiğini söyledi. Bayraklı’daki deprem bölgesi sağlam zemine taşınması gerekirken emsal artışı verilerek yapılaşmayı çoğalttılar dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Yine Karşıyaka cevabına yakın bir cevap olacak. Nüfus artışı göç problemi olduğu sürece mevcut yapılaşmanın olduğu yeri değiştirmek kolay değil. Bizler bundan sonraki yapılaşma yerlerinin seçimini doğru yapmamız gerekmektedir. 2020 depreminde hasar gören çoğu bina rezonans probleminden kaynaklanmıştır. Bu seçimi yaparken kesinlikle jeofizik mühendisliği mesleğinden yararlanılmadır. Kat adedi yüksekliği seçiminden, zeminin deprem anında nasıl davrandığını belirten parametreleri tespit eden tek meslek grubu jeofizik mühendisliğidir.
2015 yılında Japonya Kyoto Üniversitesi Afet Önleme Araştırma Enstitüsü Başkanı Nakashima, “Japonya’da bina yapım-denetim ahlakı ve disiplinini kurduk. Binalarımızın yüzde 80’ini depreme hazırladık. Yer altına yerleştirdiğimiz sensörle depremden ancak 20 saniye önceden haberdar olabiliyoruz.’’ demişti. Bunu Türkiye’ye uyarlamak mümkün müdür?
- 20 saniye uzun bir süre. Ben birkaç saniye önce olarak biliyordum. Ama iş ahlakı, doğru denetimler ve yönetmeliklere uygun imalat yapılması en önemli sensör olarak söyleyebilirim.
Sosyal medya da bu ara gündem olan birçok konu var. ABD’nin 2019 yılında okyanusta yarattığı 3.9’luk bir depremin görüntüsü zaten haber dış basında da yer aldı. Ardından fay hattına füze yerleştirilmesi ve son olarak HAARP projesi ile ilgili siz neler söylemek istersiniz?
- Yerin kilometrelerce derinliğinde bulunan bir fay hattına füze veya bomba yerleştirmek biraz hayali bir durumdur. Biz depremlerin tamamen doğal olarak gerçekleştiğini düşünüyoruz. Bu tamamen sismolojik bir olaydır. Kesinleşen bir çalışma ve sonuç olmadığı taktirde herkesin bu şekilde düşünmesini söyleyebilirim.
AFAD ile iş birliğiniz var mı?
- Sadece AFAD ile değil tüm ilgili kurumlarla işbirliğine girme prensibine bağlıyız. Çünkü ülkemizi ve kentimizi seviyoruz. Deprem konusunun suiistimal edilen en önemli konu olduğunu bildiğimiz için doğru açıklamalar doğru yönlendirmeler yapmamız en önemli misyonumuzdur. 2 yıl önce AFAD tarafından afet yılı seçilmiş ve bizler temek afet bilinci eğitmenlik eğitimi de alarak hem öğrencilere hem de resmi kurum çalışanlarına bu bilinci artıran seminerler düzenlemişizdir.
İzmir’de tüm odalar, belediyeler ve STK’ların iş birliği içerisinde olup deprem raporları ile beraber her ilçenin arama kurtarma ekibi kurulmalı mı? Hatta bununla ilgili Çiğli belediyesi mahalle arama kurtarma ekibi, Buca Belediyesi Buca Belediyesi Arama Kurtama Birimi (BUCAKUT) kurmuştu ve TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi de Mesleki Seminerler Serisi kapsamında Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Ekibi semineri vermişti. Bunu tüm Türkiye’ye yaygınlaştırmak için bir proje yürütmeyi düşünür müsünüz?
- Demin de bahsettiğim gibi çözümlerin birinin de eğitimden ve bilinçten geçtiğini bildiğimiz için bunları uzun yıllardan beri yapmaktayız.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
- Vatandaşlarımız görsel ve yazılı basında tamamen sismolojik ve bilimsel veriler ışığında olan açıklamaları ciddiye almalarını söyleyebilirim. Farklı amaçlar güdülerek felaket tellağı yapan akademik hocalar var. Bilim ışığında açıklamaları ciddiye alsınlar. Ve denetimler konusunda İzmir’de bulunan 30 yerel belediyenin 23 ünde jeofizik mühendisi olmadığından dolayı bu eksikliği bir an önce tamamlanmasını diliyoruz.
Röportaj için teşekkür ederim.
-