Rifat Bey katılmış olduğum bazı toplantılarınızda da gördüğüm gibi üreticiyi destekleyen, şirketleri koruyan kollayan yapınızdan ödün vermiyorsunuz. Ülkemizde ve tüm Dünya da yaşanan Coronavirus sürecinde sosyal medya hesabınızdan bankalara çağrı yaparak, ‘’Bu dönem kâr düşünecek, şirket seçecek dönem değil. Bankaları, sıkıntıya düşen tüm firmalarımızı desteklemeye çağırıyorum.’’ açıklamasında bulundunuz. Bankaların o dönem ve şu anki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz.
- Bizim en önemli görevlerimizden biri üyelerimizin sesi olmak. Onların dertleri ve sorunlarını dinleyip çözüm üretmek, üretemediğimiz yerde bunu gerekli mercilere aktarmak. Reel sektör ile finansal sektör arasında zaman zaman makasın açıldığı dönemler oluyor. Ekonomide şoklar yaşandığı zamanlarda özellikle finansal sektör kendi koruma mekanizmalarını devreye alarak zaman zaman reel sektörden uzaklaşabiliyor. Böyle dönemlerde biz de gerekli çağrıları yapıyoruz. Covid pandemisinde de aslında bunu yaşadık. Öngörülebilirliğin düştüğü dönemde tabii finansal sektör de bazı kararları almakta zorlandı. Finansal sektörümüz gerçekten dünyada benzerleri arasında en güçlülerinden. Burada temennimiz finansal sektörün güçlü yapısını reel sektörün zor zamanlarında biraz daha ortaya koyması.
- Pandemi sürecinde tüm oda ve borsalarımız hizmet vermeye devam etti. Dünyayla paralel olarak aslında oda ve borsalarımızın da dijital dönüşümü hızlandı. Oda ve borsalarımız birçok hizmeti online vermeye başladı.Öte yandan pandemi süresince oda ve borsalarımız hep sahadaydı. Örnek vermek gerekirse tam kapanma döneminde biliyorsunuz bazı sektörler yasağa rağmen üretimlerine devam etti. Bu devam edecek sektörlerin, işletmelerin belirlenmesinde oda ve borsalarımızın sahada yaptığı çalışma ve gözlemler çok önemliydi. Oda ve borsalarımızın gözlemlerini hükümetimize aktararak gerekli kararların alınmasına yardımcı olduk.Ayrıca ihtiyaç duyulan desteklerin tespit edilmesinde yine oda ve borsalarımızın üyeleri ile yaptığı yakın temaslar yine çok faydalı oldu. Oda ve borsalarımız ile hızlı iletişimi sağlamak için online iletişim kanalları üzerinden gruplar kurduk. Gün içerisinde yaşanan sıkıntıları aynı gün merkezde toplayarak dokümante ederek bakanlarımıza ve sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik, gerekli önlemlerin alınmasını sağladık. 9 ayda 700’ün üzerinde online veya yüzyüze toplantılar yaptık. En önemlilerinden biri de TOBB, oda ve borsalar olarak elimizi taşın altına koyarak kaynaklarımızı seferber ettik ve Nefes Kredisi uygulamasını yeniden devreye aldık. Kamu ve özel bankalarımız aracılığıyla piyasa maliyetlerinin altında düşük maliyetli kredi desteği sağladık.
- 1,5 milyon üyemizin sorunlarını oda ve borsalarımız aracılığıyla dinliyor, çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu sorunları hükümet ile el ele verip çözdükçe inanın iş yükünün ağırlığı gibi konuların hiçbir önemi kalmıyor. Çözülmesine vesile olduğumuz her bir sorun bana motivasyon sağlıyor. Koordinasyon konusunda herhangi bir problem yaşamıyoruz. Oda-borsa ziyaretlerimiz olsun, bölge toplantılarımız ve konsey toplantılarımız olsun her türlü istişare kanalımız açık. Her bir oda-borsamız üyesinin sorununu derdini gerek yazılı gerek sözlü bize aktarıyor.
- Üyelerimizin %99’un üzerindeki kısmı KOBİ. KOBİ’lerin en önemli sorunu geçmişten bu yana hep finansmana erişim oldu. Ben şuna inanıyorum, finansmana erişim probleminin ortadan kaldırabilirsek KOBİ’ler inovasyon ile girişimciliği ile ülkemiz ekonomisine çok ciddi katkılarda bulunacak. Yeter ki biz KOBİ’lerimize uygun maliyetli finansman sağlayabilelim.Bu sebeple, KOBİ’lerimizi ve küçük işletmelerimizin bu süreçten en az hasarla çıkmaları için finansmanını kolaylaştırmalıyız.
- Bizim sektörler ile ilgili aslında oldukça verimli bir yapımız var. Sektörlerin en önemli firmalarını bir araya getirdiğimiz 64 tane Türkiye Sektör Meclisimiz var. Sektör meclislerimiz aracılığıyla sektörlerin sorunlarını yakından takip ediyor, olası çözüm önerileri üzerinde sektörler ile birlikte çalışıyoruz. Sık sık sektörlerimizi kamu kurumlarımız ile bir araya getiriyoruz.Dolayısıyla aslında organik sektör meclisi yapımız ile devamlı olarak sektörel anlamda yaşanan sorunların tespiti ve çözümüne uğraşıyoruz
- Yıllardır bahsettiğimiz bir sorun var. Ara eleman sorunu. Bunu azaltmak için çözüm önerilerini düşündük. Ortaya Mesleki Eğitim projemiz çıktı. Milli Eğitim Bakanlığımızın cesur ve kararlı duruşu ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. İmzaladığımız protokol ile kapsama dahil olan Mesleki ve Teknik Anadolu liselerinin müfredatlarını Bakanlığımız TOBB ve TOBB ETÜ ile birlikte sektörlerin ihtiyaçlarına göre tasarlıyor. 115 meslek lisesine ulaştık. Bu okullarda oda ve borsalarımız aracılığıyla atölyeler ve laboratuvarlar kurduk, mevcut olanları yeniledik. Ar-Ge ve beceri tasarım atölyelerini faaliyete geçirdik, Google ile mobil geliştirme ve yapay zeka eğitim projesini gerçekleştirdik. Türkiye’de bir yılda üç dönem eğitimi ve “ortak eğitim” sistemini başlatan ve uygulayan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile birlikte tecrübelerimizi meslek okullarına aktarıyoruz. Bu okullarda görev yapan öğretmenlerimize hizmet içi eğitimi ve işbaşı eğitimi veriyoruz. Öğretmenlerimize yapay zeka eğitim kursu, Kotlin ile Android Mobil Uygulama Geliştirme Kursu verdik. Ayrıca öğrencilerimize Oda ve Borsa üyesi firmalarımızda staj ve işbaşı eğitim imkanı sağlıyoruz.
- Nefes Kredisi projesini aslında az önce bahsettiğim finansmana erişim sorununa çare olmak için başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu projeyi çok beğenmiş, “Finansmanda İnovasyon” olarak tanımlamıştı. Üyelerimiz yine oldukça beğendi. Son 5 Nefes Kredisi projemizde yaklaşık 180 bin üyemize 19 milyar TL’ye yakın işletme kredisini bankalarımız aracılığıyla dağıttık.
- Avrupa Birliği yeşil mutabakat çerçevesinde iklim değişikliği ile mücadele hedeflerini gözden geçirerek 2030 yılında sera gazı emisyonlarını %55 oranında azaltmayı, 2050 yılında ise karbon nötr haline getirmeyi hedefledi. Enerjiden ulaştırmaya, demir-çelikten otomotive kadar pek çok sektörde karbon ayak izini en aza indirmek için ilave tedbirler ortaya koyan Avrupa Birliği, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında elektrik üretimi, çimento demir-çelik gibi emisyon yoğun sektörlerde karbon salınımını sınırlandırıp, bu sınırı aşan üreticileri ilave bedeller ödemek zorunda bırakılacaktır.
Biz de biliyorsunuz Türkiye olarak, 2053 karbon nötr olma hedefimizi açıkladık. Bununla ilgili Ticaret Bakanlığımız “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”’nı hazırladı, çok güzel bir eylem planı oldu. Bu eylem planını hayata geçirebilirsek yeşil dönüşüm konusunda önemli bir mesafe kat edeceğimizi düşünüyorum.
TOBB olarak tüm Oda ve Borsalarımız, sektör meclislerimiz ile birlikte bu sürece uyum sağlamak için ilgili bakanlıklarımız ile iletişim halindeyiz. Üyelerimizi ve sektörlerimizi yeşil dönüşüm konusunda sürekli bilgilendiriyor, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Üyelerimizin yeşil dönüşümünü tetikleyecek mekanizmaların tasarlanması üzerinde çalışıyoruz.