Başkanım öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?
- Nasıl anlatayım ki? İnsan kendini nasıl anlatır… Herkes gibiyim işte, hepimiz gibi… Hayatının her döneminde çalışarak hayatını kazanmış, bazen yaşadıklarımız karşısında gözleri dolan bazen de tebessüm edip gülen biriyim. Hepimiz gibi hiddetlenen, hepimiz gibi yüreği kanayan bir garip Veysel Şahin işte… Hayatı boyunca Türk Milliyetçiliği davasından ayrılmayan, çocukluk yaşlarımızda tutuluğumuz Türklük Sevdasından hiç kopmayan, insanlarımızı hiçbir ayrıma tabi tutmadan seven, milli değerlerine sonuna kadar bağlı, inançlarına canını verecek kadar tutkulu biriyim… İzmir’i çok seviyorum… Türkiye’yi çok seviyorum. En önemlisi de insanımı çok seviyorum. İnanıyorum insanımıza yani milletimize inanıyorum…
İlçe teşkilatlarınızla birlikte esnaf ve vatandaş ziyaretleri yapıyorsunuz. Vatandaşın sizden beklentileri nedir?
- Bu soru için size çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bamteli diyebileceğimi bir soru bu… Çünkü biz Türk Milliyetçisiyiz, MHP’liyiz… Böyle olunca da yani bu isimlerin altında olanlardan da haliyle beklenti çok oluyor. Bir kere insanımızın bütün değerlerinin, bütün umutlarının ve bütün beklentilerinin ortağı ve kalpgâhını siz oluşturuyorsunuz… Çare sizden bekleniyor, şikayeti siz alıyor ve çözümü size yüklüyor… Bu bizim için gurur verici bir durum. Bu durum için inanın Cenab-ı Allah’a çok şükrediyorum. Ne mutlu ki Türk Milliyetçisiyim, Atatürk diyorum, Türkeş diyorum ve Liderim Devlet Bahçeli Beyefendinin izinden gidiyorum.
Fakat tabii ki de insanımızın bizle kurduğu bu yakınlık sorumluluklarımızı da artırıyor. Beklentilerine cevap vermemizi mecbur hale getiriyor. İnsanlarımızın sağlık, eğitim ve diğer bütün sosyal sorunlarının yanında genel olarak beklentileri de var. Elbette bu ortak beklentiler için devletimiz ve yetkili kurumları canhıraş bir şekilde çalışıyor. Önümüzdeki aylarda güzel günler bizleri bekliyor diyebilirim…
MHP Genel Merkezi’nin 2024 Yerel Seçimlerine yönelik “Diyar Diyar Anadolu” Temalı Ege Bölge İstişare toplantısı İzmir’de yapıldı. Neler söylemek istersiniz?
- Bizim için çok anlamlı ve gurur verici bir programdı. Liderimizin ve Genel Merkezimizin ev sahibi olarak İl Teşkilatımızı seçmeleri bizi gerçekten çok heyecanlandırdı. Programın “Diyar Diyar Anadolu ve Genişletilmiş Bölge İstişare Toplantısı” olarak mana ve kapsamı büyük önem arz ediyordu. Zaten toplantının İzmir’de yapılacağına dair teşkilat emrini aldığımız andan itibaren hazırlıklarımıza başladık. İzmir içinden bin beş yüz kişilik hazirun listesi ile toplantıya iştirak ediyorduk. Bununla beraber katılımcı iller Manisa, Aydın, Denizli, Muğla, Uşak ve Burdur illerinden gelecek dava arkadaşlarımızı da ağırlayacaktık. Onlar da liste olarak bin beşyüz kişi buluyordu. Misafirlerinizin her türlü ihtiyacını karşılamak için önlem alıyorsunuz. Güzel bir toplantı oldu. Bu görevin bize verilmesinden dolayı gurur duyduk. Toplantı başkanımız, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Fethi Yıldız Beyefendiye, TBMM Grup Başkan Vekilimiz Erkan Akçay Beyefendiye, Şehrimizin Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcımız Tamer Osmanağaoğlu Beyefendiye, yine Genel Sekreter Yardımcımız Bahadır B. Özarslan beyefendiye, MYK Üyellerimiz Ali Uçak ve Burak Behlivan Beyefendilere, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Cengiz Ergün Beyefendiye, Aliağa Belediye Başkanımız Serkan Acar Beyefendi ve tüm belediye başkan, İl Başkanı, yönetim kurulları, ilçe başkan ve teşkilatlarımıza, Meclis üyelerimize ve dava arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Toplantımız katılım yönünden üst seviyede olduğu gibi konuşmacılarımızın bilgi ve birikimleri de bizlere çok şey kattı.
Doların yükselişi hakkında ne düşünüyorsunuz? Yatırımcı beklemede iktidarın ekonomik olarak atacağı adımlar kısa vade de mi yoksa uzun vade de mi olacak sizin görüşleriniz nelerdir?
- Evet, hassas dönemler geçiriyoruz. Dayanışmayla ve devletimizin azami gayretiyle bu kötü günleri atlatacağız… Ekonomik konularda devletimize güveniyorum. Devletimizin ekonomimiz için elinden gelen her türlü fedakârlığı yaptığını da çok iyi biliyorum. Devletimiz emin ellerde. Şu anda ülkemizin ana problemlerinden biri de hiç şüphesiz fiyat istikrarsızlığıdır. Evet fiyatlarda bir dengesizlik var. 2004 yılında arz talep dengesinin oturmasıyla fiyat dengesinin ve istikrarının da oturacağına kaniyim.
Tarlada ucuz olan limonun 15 TL yer satılmasını, tarlada çok düşük fiyata olan domatesin 30 TL.’ ye satılmasını izah edecek bir ekonomist olduğunu düşünmüyorum. Bazı gizli ellerin ülkemizdeki fiyat dengesizliğini oluşturduğu bir gerçektir. Ama bu gizli ellerin devletimiz tarafından kırılacağına da eminim.
Bence, mevcut dengesizlik 2024 yılı içinde rayına oturacaktır. Ekonomik göstergeler bu yönde…
Yerel seçimde MHP, İzmir'de hangi ilçelerde aday çıkartacak?
- Bunlar her 2 partinin de Genel Başkan Yardımcıları tarafından Ankara'da görüşülüyor. Benim bu boyutta söz söyleyecek bir durumum yok. Ancak bizim söyleyeceğimiz şu ki; biz 30 ilçeye de talibiz. Yerel seçim soruyorsanız, bundan daha ziyade benim başka söyleyeceklerim var. Tunç Soyer verdiği sözleri tutmak için 'denize gireceğim' dedi ve Urla'da denize girdi. Biz Urla'da zaten denize giriyorduk ki, Urla'da, Güzelbahçe'de denize girilmiyor muydu! Sözünü tutma yalanıyla millet kandırıyor. Şimdi biz Tunç Soyer'e yalancı demeyelim mi?
Konut ve kira artışları hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Konut kira artışları hakkında gıda fiyatlarında olduğu gibi bir arz dengesizliğinin olduğunu düşünüyorum. Araçlardaki indirimin başlaması gibi ev ve iş yeri kiraların da düşüşler başladı. Devam edeceği de görülüyor.
Sizin İzmir halkından beklentileriniz, istekleriniz nedir?
- İzmir’den beklentim yerel seçimlerde neredeyse İzmir’i çeyrek asırdır yöneten CHP yerine Cumhur İttifakı Adayını seçmeleridir. İzmir’in sıkıntılarını, geri kalmışlığını ve her gün artarak devam eden sorunlarını biz İzmirliler çekiyoruz. İzmir 2024 yerel seçimlerinde tercihini bu defa değiştirmelidir. Bunun için de iki 2 gerekçem var;
Birincisi, şehrin gelişmesine, ekonomisine , alt yapısına , insanlarımızın, sağlam ve güvenli evlerde oturmasına yönelik CHP Belediyesince ve Tunç Soyer yönetimince hiçbir çalışma yapılmamasıdır. Bu İzmir için gerçekten büyük ve de şehrimize yakışmayan bir durumdur. Yatırımdan kaçan, İzmir’in gelişmesi için hayal bile kurmayan İzmirlilerin hayallerini ise yok eden bu yönetim muhakkak değişmelidir.
İkinci gerekçem ise; İzmir’in özellikle son dönemde Pagosçulara, Rumseverlere ve Bölücülere teslim edildiğini düşünmekteyim. Acilen İzmir, İzmirlilere teslim edilmeli, İzmir ve Türkiye sevdalıları görev yapmalıdır.
Böyle bir değişimle İzmir’in çağlar üzerinden bir sıçrama yaparak hak ettiği yere ulaşacağını düşünüyorum.
Röportaj için çok teşekkür ederim.